Sorun Sende Değil Bende
Her birimiz, kendi hayatımızın senaristi, kahramanı ve yönetmeniysek de senarist yanımızın yeri bir başkadır.
Bizler bu eğitimde zihnimizin koridorlarında gezinip neyi neden yaptığımızı, tekrarlayıp duran bize sıkıntı veren şeylerin neden sürekli başımıza geldiğini keşfe çıkacağız.
Yaşam algımızın ve iletişimde tercih ettiğimiz rollerin, ilişkilerimizi nasıl etkilediğini göreceğiz.
Biraz Renk Kat
Hayat, başımıza gelenlerin toplamı gibi görünse de, aslında başrolünü kaptığımız bir film!
O filmi “bildiğimiz” bakış açısıyla bir drama, komediye ya da bir korku filmine dönüştürmek elimizde.
Renk Kat Atölyemiz boyunca bize terapötik kartlar, renkler ve bol neş’ e eşlik edecek.
Mottomuz:
“Bilmediğimiz” Bakış Açılarına Kucak Açmak!
Kafam Çok Karışık
Hepimiz her an iletişiyoruz, çatışıyoruz. Bazen karşımızdakilerle, bazen kendimizle.
Peki, bütün bunlar olurken ipler kimin elinde?
“Kafam Çok Karışık” Bireysel Farkındalık Atölyemizde, hayatımız boyunca kafamızın içinde bize eşlik eden oyuncularla tanışıp iç konuşmalarımızda dümeni kime emanet ettiğimizi keşfe başlayacağız.
Beni Böyle Sev
Günün sonunda, hepimiz sevildiğimizi hissetmek isteriz. Ne var ki, her birimizin sevgiyi ifade ediş şekli her zaman aynı olmayabiliyor. Sevdiklerinizden beklediğiniz sevgiyi alamadığınızı hissetmenizin nedeni, belki de sevginizi farklı dillerde ifade ediyor olmanızdır.
Hangi dillerde sevip sevildiğinizi öğrenip hayata farklı bir pencereden bakmanın eğlenceli yolunu keşfetmeye bekliyoruz.
Alışkanlıktan...
"Alışkanlıktan" yaptıklarımız, hayatımızın gidişatı hakkında çok şey söylüyor.
Peki alışkanlıklarımızı ne belirliyor? Bizi mutlu edecek alışkanlıklar edinmek ya da mutsuz edenlerden kaçınmak için ne yapabiliriz?
Her birimiz birer parmak izi gibi biricik olduğumuza göre, asgari müşterekler dışında, alışkanlık geliştirme yollarımız da ayrı olacaktır.
Acımadı ki...
Çocukken ebeveynlerimizden işittiğimiz sözler, yetişkinlikte iç sesimize dönüşür.
Karşılaştığımız zorluklar karşısında hissettiğimiz duyguları bastırmak, zamanla, “gerçekten”
ne hissettiğimizi unutturur bize.
Oysa, zorluklara karşı dayanıklılık (resilience) geliştirmenin yolu, ne duygularımızı bertaraf etmekten, ne de duygu seline kapılmaktan geçiyor.